ANASAYFA

2 Kasım 2016 Çarşamba

Çikolatanın Şehri Brugge





Avrupa’nın başkenti olan Belçika’da yer alan Brugge, dönemin önemli şehirlerindendi. Eski zamanlarda Belçika’nın ticari merkezi olan Brugge, daha sonra denizden uzaklaşınca bu durum değişti. Brugge, 100 kilometre uzağındaki ülkenin başkenti Brüksel’den daha eski olmasına rağmen başkent unvanı alamamış. 117 bin nüfuslu şehrin merkezinde, sadece 30 bin kişi yaşıyor.

Aşıklar  Gölünde yapılacak olan tekne turu ile  The Mark Meydanı, At Meydanı ve Salvador Kilisesi’ni görmek  mümkün .. Avrupa'nın başkenti Belçika , Çikolatanın başkenti'de Brugge diyebiliriz .. özel imalat atölyeleri ve satış dükkanları ile  gelen misafirlerine çikolatanın mutluluk verici  lezzetini sunmaktadırlar ... Brugge 300 çeşit bira  çeşidine de sahip olan bir yerdir  özellikle  bu tatlarla ilgili özel festivaller de düzenlenmektedir .. Özel Çikolatası - Birası ve Patates kızartması ile Avrupa'nın ortasında  özel yerler biridir .. Brugge 11 yüzyılda Avrupanın en önemli liman kentlerinden biri idi ,seller ve  dolan alüvyonlar la  denize bağlantısı sadece iki kanalla  kalmıştır .. turistlik ve ticari amaçla  kullanılan bu kanallar Brugge için çok önemlidir ..

Avrupa'nın günümüze kadar gelebilmiş önemli Ortaçağ kentlerinden biridir. Kentin, ortaçağdaki boyutlarının dışına hiç taşmamış olması ilgi çekicidir. XII. yüzyıl malikanelerinin arasından dolaşan pırıl pırıl kanalları ve çiçek pazarlarıyla gerçek bir âşıklar kentidir. Yaz aylarında turist yoğunluğu olduğu için sezon dışında ziyaret edilmesi ayrı bir tat bırakmaktadır.

Brugge seyahatinizde konaklama yapabileceğiniz otellerin  listesini görmek için Tıklayınız 






















15 Eylül 2016 Perşembe

Lüksemburg






Avrupa'nın en küçük ancak  en zengin ülkesi .. Ankara'nın yüz ölçümünden çok daha  küçük yüzölçümüne sahip olan ülke  Avrupada son dukalığın da  temsilcisidir. Savunmasında 900 askerin bulunduğu bununda Nato'ya bağlı olduğu söylenmektedir. milli hasıla dünyada birinci sıradadır :)

Lüksemburg, ortada ne kadar önemli uluslararası örgüt varsa (AB, NATO, Birleşmiş Milletler, OECD) hepsinde kurucu üye olarak en başta. Ülkenin aynı zamanda başkenti olan Lüksemburg şehri, Avrupa Birliği'nin Brüksel ile birlikte çok sayıda kurum ve kuruluşuna ev sahipliği yapıyor.

Bu küçük ülkenin tarihi 963'te Kont Siegfried'in Lütteburg Kalesi'ni kurdurmasıyla başlar. 15. yüzyılda 4 Kutsal Roma Cermen imparatoru Lüksemburg'dan seçilmiştir. Bunlardan I. Karl, Lüksemburg'u 1354'te dükalığa dönüştürmüştür. 1443'te Bourgogne hanedanının eline geçen ve yüzyıllarca yabancı ülkelerin egemenliğinde yaşayan dükalık Bourgogne hanedanından Marie'nin Avusturya İmparatoru I. Maximillian ile evlenmesi sonucu Habsburglara geçmiştir.

Lüksemburg Büyük Dükalık Sarayı
Habsburgların bölünmesi ile Lüksemburg ailenin İspanyol koluna geçti. 1684'te Fransa Kralı XIV. Louis tarafından ele geçirildi. 1697'de Habsburgların geri aldığı ülke, 1794'te yine Fransız işgaline uğradı. 1815'e kadar Fransız egemenliği altında kalan ülke Viyana Kongresi'nde bağımsız bir büyük dükalık olarak Hollanda'ya geçmiştir. 1830 Ayaklanması'ndan sonra Belçika'nın bir parçası haline gelmiştir.
Fransız İmparatoru III. Napoléon'un ele geçirme girişiminin başarısızlığa uğramasından sonra, 1827'de bağımsızlığa kavuşan Lüksemburg Büyük Dükalığı büyük devletlerin himayesi altına alınmış ve Dükalık'ta, 1868'de üstünde birçok değişiklikler yapılmasına rağmen günümüzde de geçerli olan anayasa kullanılmaktadır. O tarihten itibaren yansızlık politikası uygulamasına karşın her iki dünya savaşında da Alman işgalinde kalan Lüksemburg, 1947 Mart'ında Belçika ve Hollanda'yla iktisat ve gümrük birliği Benelüks'ü oluşturmuş, 1949'da NATO'ya, 1957'de Avrupa Ekonomik Topluluğuna üye olmuştur.
Başkenti Lüksemburg, 2007 Avrupa kültür başkenti seçildi. Ayrıca kişi başına düşen yıllık millî gelirde dünyada ilk sıradadır (81.000$ 2006 tahmini). Diğer ülkelere nazaran zengin bir toplum olması; ülke topraklarının küçük olması ve çekirdek bir ülke olarak yaşaması ile doğru orantılıdır.

Bunların dışında, Lüksemburg, dünyada halen bağımsız olarak varlığını sürdüren ve dükalık sistemiyle yönetilen tek devlettir.

Lüksenburg Seyahatinizde Konaklama Yapabileceğiniz Otellerin Listesi İçin Tıklayınız  










7 Eylül 2016 Çarşamba

Hollanda








Avrupa'nın tarihler boyuca ticaret merkezi olan ülke Hollanda .. Avrupa'nın en büyük limanının aktif faaliyetleri ile  Avrupa'da makas  görevi almıştır.Hollanda Krallığı'nı meydana getiren dört ülkeden biri. Topraklarının çok büyük bir kısmı Batı Avrupa'dadır, ayrıca Karayipler'de üç adası bulunmaktadır.
Hollanda, kuzey ve batıda Kuzey Denizi, güneyde Belçika, doğuda ise Almanya ile komşudur. Ülke topraklarının çoğunluğu deniz seviyesinin altındadır. Hollanda, Belçika ve Lüksemburg ile birlikte Benelüks ülkelerinden bir tanesini oluşturur. Hollanda'nın Rotterdam kenti, Avrupa'nın en büyük limanlarından biridir.
Hollanda meşruti monarşi ile yönetilen bir Avrupa ülkesidir. Hollanda nüfus yoğunluğu fazla olan bir ülkedir. Ülke özellikle peynirleri, yel değirmenleri, bisikletleri, laleleri, Holştayn adı verilen inekleri ve sosyal hakları ile tanınır. Hollanda'da eşcinsel evlilik yasaldır.

Hollanda Avrupa Birliği, NATO, OECD üyesidir. Ayrıca Kyoto Sözleşmesi'ni imzalamıştır. Ülke Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne, Uluslararası Adalet Divanı'na Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne ve Europol'e ev sahipliği yapmaktadır.

Hollanda Avrupa ülkeleri arasında en düşük işsizlik oranına sahip olanıdır .. 16. yy dan sonra özellikle gemicilik, bankacılık balıkçılık ve ticaret  alanında dünyada onuncu sırada gelmektedir...

Hollandalılar  ülkelerinin toprağını oluşturmak için büyük emek ve  çalışma  oluşturmuşlardır halk arasında söylemlerinde "Allah  Dünya' yı yarattı,Hollandalılar Hollanda' yı yarattı " yaklaşık deniz alanından 2500 km si  tarım ve kullanım arazisi  haline getirmişlerdir .

Hollanda 'da özellikle Osmanlı imparatorluğu ile ilişkilerini geliştirmiştir. Kanuni Sultan Süleyman döneminde hediye edilen Lale  soğanları hediye edilmiştir. Soğanları hediye edilen Laleler bu günün Dünya çiçek pazarında Hollanda Laleleri olarak yer almaktadır .. maalesef ülkemizde Hollanda'dan şehirlerimizi güzelleştirmek için Lale almaktadır ..

Hollanda seyehatinizde Konaklama yapabileceğiniz otelleri listesi için Tıklayınız 

Ülkenin iki önemli şehri Rotterdam ve Amsterdam' dır ...

Rotterdam Avrupa'nın Liman Kenti
Hollanda'nın Güneybatısında ki şehirdir  Rotterdam. Amsterdam'dan sonra nüfus olarak 2. büyük şehirdir, fakat Rotterdam'ın yüz ölçümü daha büyüktür. Avrupa'nın en büyük limanını bünyesinde barındırır #Hollanda tarihini araştırdığımda  en büyük limanın burada olması  gayet  doğal geldi bana Tarih boyunca  denizci ve  gemici yetiştiren bu ülke en büyük limana  sahip olma özelliğini yıllar öncesinden oluşturmuş Rotterdam ile ilgili detaylı bilgi için tıklayınız 




Rotterdam'daki Yel Değirmenleri (Kinderdijk Bölgesi)

Hollanda'ya  tatil veya iş seyahatinizde görmenizi tavsiye edeceğimiz yerler den biridir Kinderdijk.. Rotterdama 15 km mesafede  olan Kinderdijk, Hollanda'nın Güney Hollanda eyaletinde, Rotterdam'ın doğusunda yer alan Nieuw-Lekkerland beldesine bağlı bir köydür.


Amsterdam 
Avrupanın Tölerans ve Çeşitlilik Şehri 
Amsterdam 12. Yüzyılda  Amstel nehrinin kıyısında kurulmuştur. Amstel nehrindeki su bendleri (dam) ile de  birleşince Amsterdam şehrinin ismini oluşturmuştur.
Küçük  balıkçı köyünden  bugünün Amsterdam'ına ...
Şehir genelde 17. yüzyıldan kalma  yapılarıyla ve kanalları ile köklü kent  görüntüsündedir. Unesko koruma alanı içinde olan kentin eski bölümünde kanallar yay şeklindedir  . Amsterdam'a kanallar şehri de diyebiliriz.
Amsterdam Venedik'ten sonra en fazla su kanalı olan şehir unvanını taşımakta dır.Suyun içinde olan şehir, konut sorununu da su ile çözmüştür. 1960 - 70 li yıllarda tekne evler projesi geliştirilmiştir, başta zorunluluk halinde olan bu evler şimdi yaşam tarzı haline gelmiş olup şehir turizminde de kullanılmaktadır .
Amsterdam yılda 4 milyondan  fazla turist almaktadır . 45 bin yatak kapasiteli bu şehir konuklarına toleranslı tatil seçeneklerini sunmaktadır .Kırmızı ışıklar bölgesi gece hayatının çeşitliliği ile ünlüdür,

Amsterdam festivalleri ile de misafirlerine farklı renkler sunmaktadır özellikle 15-16 Ekim tarihlerinde düzenlenmekte olan Japon sushi festivali ilgi çekmektedir Detayları için Tıklayınız






Hollanda'da Laleler 
16.YY ikinci yarısındadır. Çeşitli kaynaklara göre lalenin Avrupa’da görünmeye başlaması 1555-1562 tarihleri arasına denk gelir. Avusturya-Macaristan İmparatoru’nun Kanuni Sultan Süleyman nezdinde ki büyükelçisi Ogier Ghiselin de Busbecq'in İstanbul’dan Avrupa'ya götürdüğü bitkiler arasında lale soğanlarının da bulunduğu bilinmektedir. Hollanda'daki laleler ile ilgili detaylı bilgi için tıklayınız


Hollanda'nın Tahta Ayakkabıları Klompen
Hollanda'ya seyahat edenlerin yakınlarına  getirdiği hediyelerin içinde olmazsa olmaz gibi görünen Klompenler (tahta ayakkabılar) ilk 1500 yıllarında kullanılmaya başlamış  petrol ürünlerinin keşfedilmediği dönemlerde el işçiliği ile yapılan Klompenler halk arasında  özel günlere ve sınıf ayrımına göre şekillenmiştir. Klompenlerle ilgili detaylı bilgi için tıklayınız


Tarım & Hayvancılıkta Mucizeler Yaratan Ülke Hollanda 
Bir ülke  düşünün yüz ölçümünün Konya ili kadar olsun ticari hareketlilikle Avrupa'da birinci olsun Tarım toprağını yüzyıllardır  insan emeğine dayalı oluşturan Hollanda bugün Dünya'ya Tarım ve Hayvancılık dersi verir durumda çalışmanın ar-ge planlamalarının ve eğitimin önemini görmemek mümkün değil. Yazının devamı için Tıklayınız 


16 Haziran 2016 Perşembe

Romeo ve Juliet'in Romantik Şehri Verona






Romantik ve Orta çağ yapılarını seviyor ve  merak ediyorsanız İtalya'nın Verona şehri tam sizlere bu olanağı sunar.Tatil fikrinize Verona'yı almanızı tavsiye ederiz.
Verona Veneto bölgesinde bulunan yedi ilin içinde en önemlilerinden biridir. Verona şehri kuzey-doğu İtalya'nin en önemli turizm merkezidir. Bunun başlıca nedeni kültürel,mimari ve tarihi eserleridir, yıl içinde organize edilen birkaç önemli uluslararası fuar ve yaz aylarında Klasik Romalılardan kalma antik Arena da yapımlanan tiyatro ve opera temsilleridir.

Verona'da bulunan tarihî binaların değerleri ve önemleri dolayısıyla Verona şehri UNESCO Dünya Mirasları listesine dahil edilmiştir. Verona'da klasik Roma döneminden kalmış ve Orta Cağdan kalmış eserler bulunmaktadır. Bunların başında yaz mevsiminde açık havada opera ve tiyatro sahnelenmesi için kullanılan Arena adli Romalılardan kalma amfi binası gelmektedir. Orta Çağlarda inşa edilen binalar 1117 deki büyük depremle yıkılmakla beraber, şehrin Romenesk tipi mimariye dayanarak yeniden imar edilmesi Verona'da çok önemli Orta Çağların son dönemlerinden kalmış birçok anıt yapının ve şehir meydanın bulunmasına yol açmıştır. Ayrıca Verona, Romeo ve Juliet'in şehri olarak da bilinir. Bu hikaye, ölümsüz bir aşkın öyküsüdür.Dünyanın en büyük  yazarı  olarak kabul edilen William Shakespeare ünlü bir romanıdır Romeo ve Juliet, sadece Juliet'in evini ve o ünlü balkonu görmek isteyen milyonlarca turist bu şehre gelmektedir...

Verona, Adige nehri tarafından ikiye bölünmüş bir şehirdir  bu yüzden de iki merkez yer alıyor. Şehirde tramvay ya da metro yok. Sadece otobüs  ve tabi fazlasıyla bisiklet le ulaşım sağlanmaktadır.#tatilfikri





10 Haziran 2016 Cuma

Venedik'te Gezmek





Romantikliğin,sanatın başkentidir Venedik, Özellikle balayı çiftlerinin hayali olan şehir suların sığr, ve sarayların tılsımları ile kendini büyüleyici bir güzellik elbisesi giymektedir. Gondolların şairane gezileri ah keşke ressam olasaydım diyen hisleri oluşturur..
İtalya'nın kuzey doğusunda birbirinden kanallarla ayrılmış ve köprülerle bağlanan 118 adanın üzerine kuruludur. Şehir, kıyı şeridi boyunca uzanan Venetian Lagoon bataklığında, Po ve Piave nehirlerinin deltaları arasına kuruludur. Venedik doğal güzelliği, mimarisi ve sanat eserleri ile ün yapmıştır. Bu şehir bütünüyle, deniz kulağı da dahil, Dünya Mirasları listesindedir.

Venedik ismi, milattan önce 10. yüzyılda burada yaşayan Veneti toplumundan gelmektedir. Ayrıca şehir eskiden Venedik Cumhuriyeti'nin başkentiydi.

Venedik Cumhuriyeti Ortaçağlar ve Rönesans dönemi boyunca denizlerdeki en önemli kuvvet olduğu kadar 13. yüzyıldan 17. yüzyılın sonlarına kadar sanatın ve ticaretin merkeziydi. Tarihi boyunca, özellikle Rönesans Döneminde, birçok sanatsal hareket olmuştur. Venedik tarihi boyunca senfonik müzik ve operanın gelişiminde önemli rol oynayan, aynı zamanda Antonio Vivaldi'nin doğduğu şehirdir.

Venedik'te Konaklama Yapabileceğiniz Otellerin Listesi İçin Tıklayınız 

Saraylar
Türk Hanı (Fondaco dei Turchi)
13. yüzyılın ilk yarısında Giacomo Palmier tarafından inşa edilmiş bir saray. Türk Hanı, Büyük Kanal'ın sağ tarafında San-Marcuola İstasyonu'nun karşısında bulunmaktadır.
Venedik'in en eski saraylarından birisi olan Türk Hanı kıvrımlı bağlantıları ve ince sütunları ile Bizans mimarisinin tipik bir örneğidir. 1621'den itibaren Türk tüccarlar sarayı ticaret merkezi olarak kullanmaya başladılar. 1838'e kadar olan bu süreçte orada ikamet eden Türkler binaya bir cami ve hamam inşa etmişler ve sarayın mimarisini kısmen değiştirmişlerdir. Ayrıca 19. yüzyılın ikinci yarısında başlayan restorasyon çalışmaları esnasında sarayın üst kısmına kubbe biçimde eklemeler yapılmıştır. Saray 1923'ten beri Venedik Doğa Tarihi Müzesi (Museo di Storia Naturale di Venezia) olarak kullanılmaktadır.

Alman Hanı (Fondaco dei Tedeschi)


 Akdeniz veya Balkanlar üzerinden gelen malları Avrupa'nın içlerine götürecek Alman tüccarlar tarafından kullanılmış handır. First constructed in 1228 senesinde inşa edilmiş yapı yangın ile yıkılması sonrasında 1505-1508 seneleri arasında yeniden inşa edilmiştir.


Düka Sarayı (Palazzo Ducale), gotik tarzda yapılmış ve Venedik dükaları tarafından kullanılmış saraydır. Dükalık sarayı olmasının yanında Venedik Cumhuriyeti'nin siyasi merkezi konumundaydı. Napolyon işgaline kadar siyasi kurumlara da ev sahipliği yapmıştır. Günümüzdeki saray büyük ölçüde 1309-1424 yılları arasında yapıldı ve oldukça küçük olan bir kale üzerine inşa edildi. Giovanni ve Bartolomeo Bon 1442 yılında Porta della Carta'yı inşa ettiler.

Palazzo Dandolo
Venedik'in asil ailelerinden Dandolo Ailesi tarafından 14. yüzyılın sonunda inşa ettirildi. 16. yüzyılda üç kısıma ayrılan yapı, üç aile üyesi arasında pay edildi. Sahibinin değişmesi sonrasında nihayet 1895'te otel olarak kullanılmaya başlandı 2010 senesinde başrollerini Johnny Depp ve Angelina Jolie'nin oynadığı The Tourist filminin bazı sahneleri burada çekilmiştir. Günümüzde Otel Danieli olarak kullanılmaya devam edilmektedir.

Kanallar
Grand Kanal (Canal Grande) yaklaşık 4 km uzunluğunda, 30 ile 70 m genişliğinde, derinliği 5 metreye varan Venedik'teki en büyük kanaldır. Kanal S şeklinde aktığı için "volta die Canal" olarak isimlendirilir. Grand Kanal'a yaklaşık 45 adet diğer küçük kanallar bağlanmaktadır.

Kanalın sol tarafında San Marco, Cannaregio ve Castello, sol tarafında ise Dorsoduro, San Polo ve Santa Croce bölgeleri bulunur.

Günümüzde Grand Kanal üzerinde 4 köprü bulunmaktadır. İçlerinden en eski olanı Rialto Köprüsüdür. Scalzi Köprüsü ve Accademia Köprüsü nün inşa edildiği 19. yüzyıla kadar "Rialto Köprüsü" Grand Kanal üzerinde iki yakayı birbirine bağlayan tek köprü idi.

Grand Kanal kenarlarında 200'ün üzerinde saray vardır. Saraylarda Gotik, Rönesans ve Barok stiline sıkça rastlanmaktadır. Bazı saraylarda Bizans mimarisi göze çarpar.

Grand Kanal'da ulaşım deniz otobüsleri  ve gondollar ile sağlanmaktadır. Ayrıca deniz taksileri de mevcuttur. Grand Kanalı boydan boya sadece 1 numaralı deniz otobüsü  geçmektedir.

Grand Kanal'da yüzmek para cezasına tabidir. Bu konuda cok sıkı kontroller yapılmaktadır.

Köprüler
Rialto Köprüsü
Venedik kentinin en renkli mekanlarından biridir. Yalnız iki yakayı birbirine bağlamakla kalmaz; aynı zamanda cıvıl cıvıl bir alışveriş mekanıdır. Rialto köprüsünün üzerinde, girişinde ve çıkışında birbirinden güzel cam eşyalar, maskeler, kuklalar, ayakkabı-çanta ve meyve sebzeden tutun da şekerleme ve çöreklere kadar satın alabilecek her şeyi bulabilirsiniz. Bütün bu alışveriş keyfinin ötesinde Rialto Köprüsü'nün üzerinden Grand Kanal manzarası bir harikadır.

Son Nefes Köprüsü (Ponte dei Sospiri )
İç Çekişler Köprüsü veya İşkence Köprüsü olarak da anmaktadır. Düklük Sarayı ile Yeni Hapishane arasında kapalı olarak inşa edilmiş bir köprüdür. İsmini muhtemelen buradan cezaevine giden mahkûmların Venedik'e son kez bakmasından almıştır.


San Marco Meydanı
Venedik'in turistler ve güvercinler tarafindan en çok ziyaret edilen meydanı.
San Marco meydanı 175 uzunluğunda, 82 metre genişliğindedir. Fransız Yazar Alfred de Musset meydan için "Avrupa'nin Salonu", Napolyon ise "Avrupa'nın en güzel şenlik alanı" ifadesini kullanmıştır.Meydanın geçmişi 9. yüzyıla dayanmaktadır. O zamanlar meydan düklerin aldıkları kararları açıkladıkları, Markus kilisesinin önündeki küçük bir alandı. Meydan bugünkü konumuna 13. ve 16. yüzyıllar arasındaki çalışmalar sonucunda ulaşmıştır.Büyük kanal'dan başlandığında (soldan sağa) meydanda sırasıyla şu binalar yer alır: Dükler Sarayı, Porta della Carta, Saat kulesi, Procuratie Vecchie, Procuratie Nove, Campanile ve Biblioteca Marciana.

Meydan aynı zamanda pek çok ünlü ziyaretçileri olmuş olan kahvehaneleri ile de ünlüdür. Meydanın ve İtalya'nın en eski kahvehanesi olan Caffè Florian(en•it) (1720 yılında inşa edilmiştir) pek çok yazar, şair ve müzisyenin buluşma yeriydi. Goethe, Thomas Mann, Marcel Proust, Hemingway ve Mark Twain gibi pek çok ünlü kişiler kahve içmeye oraya giderlerdi. Hatta Richard Wagner Giuseppe Verdi ile karşılaşmamak için meydanın diğer tarafındaki Caffe Lavena'ya giderdi.

Venedik Maske Festivali İçin Tıklayınız