ANASAYFA

10 Haziran 2016 Cuma

Venedik'te Gezmek





Romantikliğin,sanatın başkentidir Venedik, Özellikle balayı çiftlerinin hayali olan şehir suların sığr, ve sarayların tılsımları ile kendini büyüleyici bir güzellik elbisesi giymektedir. Gondolların şairane gezileri ah keşke ressam olasaydım diyen hisleri oluşturur..
İtalya'nın kuzey doğusunda birbirinden kanallarla ayrılmış ve köprülerle bağlanan 118 adanın üzerine kuruludur. Şehir, kıyı şeridi boyunca uzanan Venetian Lagoon bataklığında, Po ve Piave nehirlerinin deltaları arasına kuruludur. Venedik doğal güzelliği, mimarisi ve sanat eserleri ile ün yapmıştır. Bu şehir bütünüyle, deniz kulağı da dahil, Dünya Mirasları listesindedir.

Venedik ismi, milattan önce 10. yüzyılda burada yaşayan Veneti toplumundan gelmektedir. Ayrıca şehir eskiden Venedik Cumhuriyeti'nin başkentiydi.

Venedik Cumhuriyeti Ortaçağlar ve Rönesans dönemi boyunca denizlerdeki en önemli kuvvet olduğu kadar 13. yüzyıldan 17. yüzyılın sonlarına kadar sanatın ve ticaretin merkeziydi. Tarihi boyunca, özellikle Rönesans Döneminde, birçok sanatsal hareket olmuştur. Venedik tarihi boyunca senfonik müzik ve operanın gelişiminde önemli rol oynayan, aynı zamanda Antonio Vivaldi'nin doğduğu şehirdir.

Venedik'te Konaklama Yapabileceğiniz Otellerin Listesi İçin Tıklayınız 

Saraylar
Türk Hanı (Fondaco dei Turchi)
13. yüzyılın ilk yarısında Giacomo Palmier tarafından inşa edilmiş bir saray. Türk Hanı, Büyük Kanal'ın sağ tarafında San-Marcuola İstasyonu'nun karşısında bulunmaktadır.
Venedik'in en eski saraylarından birisi olan Türk Hanı kıvrımlı bağlantıları ve ince sütunları ile Bizans mimarisinin tipik bir örneğidir. 1621'den itibaren Türk tüccarlar sarayı ticaret merkezi olarak kullanmaya başladılar. 1838'e kadar olan bu süreçte orada ikamet eden Türkler binaya bir cami ve hamam inşa etmişler ve sarayın mimarisini kısmen değiştirmişlerdir. Ayrıca 19. yüzyılın ikinci yarısında başlayan restorasyon çalışmaları esnasında sarayın üst kısmına kubbe biçimde eklemeler yapılmıştır. Saray 1923'ten beri Venedik Doğa Tarihi Müzesi (Museo di Storia Naturale di Venezia) olarak kullanılmaktadır.

Alman Hanı (Fondaco dei Tedeschi)


 Akdeniz veya Balkanlar üzerinden gelen malları Avrupa'nın içlerine götürecek Alman tüccarlar tarafından kullanılmış handır. First constructed in 1228 senesinde inşa edilmiş yapı yangın ile yıkılması sonrasında 1505-1508 seneleri arasında yeniden inşa edilmiştir.


Düka Sarayı (Palazzo Ducale), gotik tarzda yapılmış ve Venedik dükaları tarafından kullanılmış saraydır. Dükalık sarayı olmasının yanında Venedik Cumhuriyeti'nin siyasi merkezi konumundaydı. Napolyon işgaline kadar siyasi kurumlara da ev sahipliği yapmıştır. Günümüzdeki saray büyük ölçüde 1309-1424 yılları arasında yapıldı ve oldukça küçük olan bir kale üzerine inşa edildi. Giovanni ve Bartolomeo Bon 1442 yılında Porta della Carta'yı inşa ettiler.

Palazzo Dandolo
Venedik'in asil ailelerinden Dandolo Ailesi tarafından 14. yüzyılın sonunda inşa ettirildi. 16. yüzyılda üç kısıma ayrılan yapı, üç aile üyesi arasında pay edildi. Sahibinin değişmesi sonrasında nihayet 1895'te otel olarak kullanılmaya başlandı 2010 senesinde başrollerini Johnny Depp ve Angelina Jolie'nin oynadığı The Tourist filminin bazı sahneleri burada çekilmiştir. Günümüzde Otel Danieli olarak kullanılmaya devam edilmektedir.

Kanallar
Grand Kanal (Canal Grande) yaklaşık 4 km uzunluğunda, 30 ile 70 m genişliğinde, derinliği 5 metreye varan Venedik'teki en büyük kanaldır. Kanal S şeklinde aktığı için "volta die Canal" olarak isimlendirilir. Grand Kanal'a yaklaşık 45 adet diğer küçük kanallar bağlanmaktadır.

Kanalın sol tarafında San Marco, Cannaregio ve Castello, sol tarafında ise Dorsoduro, San Polo ve Santa Croce bölgeleri bulunur.

Günümüzde Grand Kanal üzerinde 4 köprü bulunmaktadır. İçlerinden en eski olanı Rialto Köprüsüdür. Scalzi Köprüsü ve Accademia Köprüsü nün inşa edildiği 19. yüzyıla kadar "Rialto Köprüsü" Grand Kanal üzerinde iki yakayı birbirine bağlayan tek köprü idi.

Grand Kanal kenarlarında 200'ün üzerinde saray vardır. Saraylarda Gotik, Rönesans ve Barok stiline sıkça rastlanmaktadır. Bazı saraylarda Bizans mimarisi göze çarpar.

Grand Kanal'da ulaşım deniz otobüsleri  ve gondollar ile sağlanmaktadır. Ayrıca deniz taksileri de mevcuttur. Grand Kanalı boydan boya sadece 1 numaralı deniz otobüsü  geçmektedir.

Grand Kanal'da yüzmek para cezasına tabidir. Bu konuda cok sıkı kontroller yapılmaktadır.

Köprüler
Rialto Köprüsü
Venedik kentinin en renkli mekanlarından biridir. Yalnız iki yakayı birbirine bağlamakla kalmaz; aynı zamanda cıvıl cıvıl bir alışveriş mekanıdır. Rialto köprüsünün üzerinde, girişinde ve çıkışında birbirinden güzel cam eşyalar, maskeler, kuklalar, ayakkabı-çanta ve meyve sebzeden tutun da şekerleme ve çöreklere kadar satın alabilecek her şeyi bulabilirsiniz. Bütün bu alışveriş keyfinin ötesinde Rialto Köprüsü'nün üzerinden Grand Kanal manzarası bir harikadır.

Son Nefes Köprüsü (Ponte dei Sospiri )
İç Çekişler Köprüsü veya İşkence Köprüsü olarak da anmaktadır. Düklük Sarayı ile Yeni Hapishane arasında kapalı olarak inşa edilmiş bir köprüdür. İsmini muhtemelen buradan cezaevine giden mahkûmların Venedik'e son kez bakmasından almıştır.


San Marco Meydanı
Venedik'in turistler ve güvercinler tarafindan en çok ziyaret edilen meydanı.
San Marco meydanı 175 uzunluğunda, 82 metre genişliğindedir. Fransız Yazar Alfred de Musset meydan için "Avrupa'nin Salonu", Napolyon ise "Avrupa'nın en güzel şenlik alanı" ifadesini kullanmıştır.Meydanın geçmişi 9. yüzyıla dayanmaktadır. O zamanlar meydan düklerin aldıkları kararları açıkladıkları, Markus kilisesinin önündeki küçük bir alandı. Meydan bugünkü konumuna 13. ve 16. yüzyıllar arasındaki çalışmalar sonucunda ulaşmıştır.Büyük kanal'dan başlandığında (soldan sağa) meydanda sırasıyla şu binalar yer alır: Dükler Sarayı, Porta della Carta, Saat kulesi, Procuratie Vecchie, Procuratie Nove, Campanile ve Biblioteca Marciana.

Meydan aynı zamanda pek çok ünlü ziyaretçileri olmuş olan kahvehaneleri ile de ünlüdür. Meydanın ve İtalya'nın en eski kahvehanesi olan Caffè Florian(en•it) (1720 yılında inşa edilmiştir) pek çok yazar, şair ve müzisyenin buluşma yeriydi. Goethe, Thomas Mann, Marcel Proust, Hemingway ve Mark Twain gibi pek çok ünlü kişiler kahve içmeye oraya giderlerdi. Hatta Richard Wagner Giuseppe Verdi ile karşılaşmamak için meydanın diğer tarafındaki Caffe Lavena'ya giderdi.

Venedik Maske Festivali İçin Tıklayınız 














Hiç yorum yok:

Yorum Gönder